13 Eylül 2010 Pazartesi

Suyun Hacmİ, Donunca niçin küçülmüyor ?

Fizik kurallarına göre bir madde ısıtıldıgında genişler, genleşir. Sogutuldu unda da büzüşür, yani
hacmi azalır. Ancak su bu kurala uymaz, aksine sıfır derecenin altına sogutuldugunda donar ve buz olarak
hacmi azalacagına artar. Saf su buza dönüşürken, hacminin yüzde 9 u oranında genişler. Buzda su molekülleri
olaganüstü gevşek bir oluşum içinde yer alırlar. Buz, arada deliklerin kaldıgı bir yapıya sahiptir.
Bilindigi gibi, bilimsel formülü H2O olan su, iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşmuştur. Bu iki
hidrojen atomu, oksijen atomu ile birleştiklerinde, kendi aralarında 105 derecelik bir açı meydana getirirler.
Yapı olarak iki hidrojen atomunu birleştiren başka elementler de vardır ve onlar fizik kurallarına uyarlar.
Örnegin aynı yapıdaki H2S eksi 83 derecede donar ve eksi 60 derecede gaz haline geçer. Ancak su su hidrojen
atomlarının dipol baglantıları nedeni ile sıfır derecede donar, artı 100 derecede gaz haline geçer, donarken
de hacmi küçülecegine büyür.
İşte bu fizik yasalarına aykırı özellik dünyamızdaki yaşamı saglar. Eger buz sudan daha yogun, yani daha
agır olsaydı, suyun içinde dibe batardı. Soguk bölgelerde denizlerde, göllerde ve nehirlerdeki dibe batan
buzlar, güneş ışıgı alamayacaklarından eriyemeyeceklerdi. Böylece yıllar süren birikimlerle her tarafı
buzlar kaplayacak ve buzullar devri başlayabilecekti.
Ancak buz, yo unlugunun azlıgı nedeni ile suyun üzerinde kalır. Bu durumda buzlar altlarındaki suların
donmalarına engel oldukları için dünyamızdaki ani ısı degişikliklerini de önlerler, gece ve gündüz arasındaki
ısı farklarını azaltırlar ve yaz günlerindeki güneş ışıgı ile kolayca erirler.
Eger buz sudan daha agır olmuş olsaydı, gezegenimizdeki tüm su rezervleri donmuş olurdu. Belki de bir
el, hidrojen atomlarının arasındaki açıya biraz dokundu, buzun suyun üstünde kalmasını sagladı ve
dünyamızı bizim için yaşanır hale getirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder